Cengiz Alğan
Hararetlenen nefret suçları tartışmasına Sevan Nişanyan da kendi üslubunca katıldı. Konu hakkında yazdığı bir yazı infial uyandırdı. Tartışmalar sürüyor. Nefret suçları çalışmaları yürüten bir sivil girişimin (Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe Girişimi) parçası olarak konu hakkında birkaç söz söylemenin gereğine inanıyorum.
Önce maddi bir hatayı düzeltmek gerek: Nişanyan, ilgili yazısının (http://nisanyan1.blogspot.com/2012/09/nefret-suclaryla-mucadele-etmeli.html) ilk üç paragrafında söylemin suç olmadığını net biçimde ifade edip dördüncü paragrafta, yine kendisinin verdiği farazi bir örneği ‘nefret suçu’ sayıyor. Tartışmaların geneline de yansıyan bu hata öncelikle düzeltilmeli. Çünkü nefret suçu ve nefret söylemi alabildiğine karıştırılıyor. Söylem suç değildir. Bir suçun nefret suçu olabilmesi için ceza yasasında suç olarak tanımlanmış bir fiilin belli bir gruba, onun mensuplarına veya mülklerine karşı negatif önyargılarla işlenmiş olması gerekir. Yine böyle bir gruba karşı sarf edilen tehdit, şiddete çağrı veya hakaret içeren sözler nefret söylemi olarak kabul edilebilir. Söylemi de suç sayan, kısıtlayan veya açıkça şiddet doğuracak sözler dışında, ifade özgürlüğü sayan ülkeler var. Devamı… »